6 Eylül 2021 Pazartesi

Beddua ile Tahta Çıkan Büyük Osmanlı Padişahı !



Beddua ile Tahta Çıkan Büyük Osmanlı Padişahı !

Oğlunun Bile Cenazesine Gitmediği Osmanlı Padişahı



19 kardeşini boğduran Osmanlı padişahı,hızını alamayıp merhum babasından hamile 17 cariyeyi de doğum yapmadan cellada verip boğdurmuştur.

3 Eylül 2021 Cuma

Osmanlı Devleti'nin En GAVAT Sadrazamı !


Osmanlı Devleti'nin En GAVAT Sadrazamı !

Dünya tarihinin en büyük imparatorluklarından olan Osmanlı'nın zaferleri, kuruluşundan yıkılışına geçirdiği süreç, çağ açıp çağ kapatması sonrasında da çağın gereklerine uyamaması malumunuz. Ancak devasa Osmanlı tarihinde öyle ufak tefek olaylar var ki bunlar magazinsel görünmesine karşın saltanatın hatta devletin gidişatını etkilemiş. Bu hikâyemiz de kendi kumandanının karısına talip olan Sultan İbrahim ile ilgili.

İmparatorluk toprak ve otoritesini kaybederken Anadolu'da bir isyan bastırılmadan yenisi patlıyordu ve devletin altın çağında içindekiler dillere destan olan hazine tamtakırdı.
İmparatorluk toprak ve otoritesini kaybederken Anadolu'da bir isyan bastırılmadan yenisi patlıyordu ve devletin altın çağında içindekiler dillere destan olan hazine tamtakırdı.
Vergiler toplanamadığı için valiler ve diğer devlet görevlileri üstü örtülü haraç toplamaya çıkarken sarayda israf ve şatafat son hız devam ediyordu.
Vergiler toplanamadığı için valiler ve diğer devlet görevlileri üstü örtülü haraç toplamaya çıkarken sarayda israf ve şatafat son hız devam ediyordu.
O yılların modası samur kürkler, samur halılar tüm saray eşrafının tutkusu haline gelmişti ama mali durum o kadar da önemsenmiyordu.
O yılların modası samur kürkler, samur halılar tüm saray eşrafının tutkusu haline gelmişti ama mali durum o kadar da önemsenmiyordu.

Dersaadette ahval böyleyken bir olay Sivas'ta ortalığı karıştırmıştı. Sivas'a gelen bir saray memuru Vali Varvar Ali Paşa'dan 30 bin kuruş 'harçlık' istedi.
Dersaadette ahval böyleyken bir olay Sivas'ta ortalığı karıştırmıştı. Sivas'a gelen bir saray memuru Vali Varvar Ali Paşa'dan 30 bin kuruş 'harçlık' istedi.
O dönemlerde valilerin padişahlara harçlık verme yükümlülüğü vardı.

Ancak Vali gayet net bir yanıt verdi; ‘Sivas'ın tek kuruşu yok! Bu parayı nereden vereyim? Yol keserek halkın malını mı soyayım?’’
Ancak Vali gayet net bir yanıt verdi; ‘Sivas'ın tek kuruşu yok! Bu parayı nereden vereyim? Yol keserek halkın malını mı soyayım?’’
Bu cevabın ardından memur Sivas'ı terk etse de daha sonra başka bir memur çok farklı bir istekle geldi.

Anadolu'daki önemli kumandanlardan İbşir Paşa'nın karısının güzelliğinin ünü hükümdara kadar gitmişti. Sultan İbrahim ‘‘İbşir'in avradı tez bana gönderile." diye ferman çıkarmıştı.
Anadolu'daki önemli kumandanlardan İbşir Paşa'nın karısının güzelliğinin ünü hükümdara kadar gitmişti. Sultan İbrahim ‘‘İbşir'in avradı tez bana gönderile." diye ferman çıkarmıştı.
Emir büyük yerden...




Ancak Varvar Ali Paşa ‘‘Bre ben pezevenk miyim? Bir Müslüman ademin nikáhlı avradını elinden alıp padişah bile olsa bir başka herife nasıl veririm?’’ der.
Sonrasında da memurları sert bir şekilde kovup adamlarını alarak isyan eder.

Böyle bir rest sarayda olay yarattı. Sultan İbrahim, Varvar Ali Paşa'nın isyanını bastırmak bir kumandanı görevlendirdi... Eşine göz koyduğu İbşir Paşa!
İbşir Paşa kendisinin eşini vermek istemeyen Varvar Ali Paşa'nın kellesini almak üzere Sivas'a hareket etti.

İbşir Paşa isyankar Varvar Ali Paşa'yı Tokat dolaylarında kıstırıp yakaladı. İbşir Paşa yakaladığı isyankar Varvar Ali Paşa'yı tam cellada teslim edecekken ahalinin içinde Ali Paşa'nın şu sözleri yankılandı;

‘‘Ulan, ben senin avradının ırzını korumak için isyan etmiştim. Senin gibi herifi benim üzerime musallat etmelerinin sebebi budur, bilmiyor musun? Beni Allah'ın emrine karşı çıkmayıp da namusunu koruduğum için mi katledeceksin pezevenk?!’’
Padişahın fermanını kendi onurundan ve gururundan üstün gören İbşir Paşa bu söze karşı biraz bozulsa da Varvar Ali Paşa'nın canını oracıkta aldı.

Bu olayın ardından İbşir Paşa sadakatinden ötürü sadrazamlık makamını kapsa da halk arasında lakabı deyyus-u ekber* olarak kaldı.

Padişah Deli İbrahim ve 150 Kiloluk Cariyesi...


Psikolojik sorunlarıyla mücadele ederken tahta oturan Sultan İbrahim’in ilk görevi aslında diğer padişahlar gibi Osmanlı soyunu devam ettirmekti. Sultan İbrahim'in şehzadesi yoktu ve bu durum halk tarafından tedirginlikle karşılanıyordu. Osmanlı soyunun devam ettirilmesi adına herkes harekete geçti ve hazırlıklara başlandı.

 Özellikle Kösem Sultan ve harem görevlileri, Padişah'ın her şeyini temin ediyor ve dört dörtlük bir harem hizmeti sunuyordu. Bir şehzadenin doğabilmesi için bütün saraya seferber olmuştur. Tüm bu çalışmalara ve hazırlıklara rağmen Sultan İbrahim, haremine karşı ilgisiz tavırlar sergiliyordu. Binbir ilgi ve hizmete karşı sonuç alamayan görevliler, Topkapı Sarayı'na cinci hocalar, üfürükçüler ve yeni cariyeler dolduruldu. Bu dönem Topkapı Sarayı'na getirilen kişilerden biri de sonrasında çok konuşulacak olan gerçek adıyla Zehra Şehsuvar Hatun'du.

Zehra Şehsuvar Hatun, daha öncesinde iki evlilik yapmıştı. Zehra Şehsuvar Hatun'un padişahın ilgisini çekeceği düşünülmemiş ve hareme veznedar olması için getirtilmişti. Kösem Sultan'ın gözüne girmek için bağlılığını hiç bozmadan çalışan Zehra Şehsuvar Hatun, kısa sürede haremde yükseldi. Bir süre sonra Sultan İbrahim'le karşılaşan Zehra Şehsuvar Hatun, padişahın ilgisini çekti. Saraya doldurulan yerli yabancı yüzlerce hatun arasından hiçbiri padişahı bu kadar etkilememiş ve iyi edememişti.

150 kilo olduğu için Padişah Deli İbrahim ona Şekerpare adını verdi. Gözde cariye Şekerpare Hatun, padişahın kendisine aşık olduğunu anladığı anda parasız olduğunu öne sürerek para istemeye başladı. Sultan İbrahim bu durumdan rahatsız oldu ve ilk iş olarak Şekerpare Hatun'a ağırlığınca altın verilmesini emretti! 150 kilo olduğu için tam tamına 150 kilo altın verilen Şekerpare Hatun bununla da yetinmedi. Devam eden ısrarları sonucu Padişah Deli İbrahim, Şam eyaletinin tüm gelirlerini Şekerpare Hatun'a bağlanmasını buyurdu.

 Bir de konak sahibi olan Şekerpare Hatun asla elindekilerle yetinmedi. Tüm bu yaşananlar haremin başı aynı zamanda padişahın annesi Kösem Sultan'ı rahatsız etti. Sultan İbrahim, annesi ve cariyesi arasındaki rekabetin tam ortasında kaldı. İkilinin kavga etmesinin üzerine hem annesine hem kendisine hakaret olarak algıladı ve Şekerpare Hatun'un tüm mal varlığına el konulmasını emretti. Sadece bu cezayla kalmamasını ve aynı zamanda Şekerpare Hatun'un Sakız Adasına sürgün edilmesini buyurdu. Şekerpare Hatun tarafından toplanan rüşvetleri kayıt altına alan eski kocası ve evlatlığı ise idam cezasına çarptırıldı.

Enterasan uygulamaları ve yanlış çalışmalarıyla Sultan İbrahim, saray yöneticileri tarafından tahttan indirildi. Bir süre mahkum hayatı yaşayan Sultan İbrahim, şeyhülislam fetvası ile katledildi. Padişah Deli İbrahim'in ölümünün ardından Şekerpare Hatun İstanbul'a geri döndü. Bir sürü güzel kızı yanına alarak, eski tanınırlığını kullanmaya başladı. Etrafını bir sürü güzel kızla donatan Şekerpare Hatun, kızları satarak geçimini sağladı. Çok geçmeden Kösem Sultan tarafından suikasta kurban gitti ve içtiği kahveye cam parçaları atıldı. Üç gün boyunca acı çeken Şekerpare Hatun üçüncü günün sonunda vefat etti.