Osmanlı Devleti'nin En GAVAT Sadrazamı !
Dünya tarihinin en büyük imparatorluklarından olan Osmanlı'nın zaferleri, kuruluşundan yıkılışına geçirdiği süreç, çağ açıp çağ kapatması sonrasında da çağın gereklerine uyamaması malumunuz. Ancak devasa Osmanlı tarihinde öyle ufak tefek olaylar var ki bunlar magazinsel görünmesine karşın saltanatın hatta devletin gidişatını etkilemiş. Bu hikâyemiz de kendi kumandanının karısına talip olan Sultan İbrahim ile ilgili.
İmparatorluk toprak ve otoritesini kaybederken Anadolu'da bir isyan bastırılmadan yenisi patlıyordu ve devletin altın çağında içindekiler dillere destan olan hazine tamtakırdı.
İmparatorluk toprak ve otoritesini kaybederken Anadolu'da bir isyan bastırılmadan yenisi patlıyordu ve devletin altın çağında içindekiler dillere destan olan hazine tamtakırdı.
Vergiler toplanamadığı için valiler ve diğer devlet görevlileri üstü örtülü haraç toplamaya çıkarken sarayda israf ve şatafat son hız devam ediyordu.
Vergiler toplanamadığı için valiler ve diğer devlet görevlileri üstü örtülü haraç toplamaya çıkarken sarayda israf ve şatafat son hız devam ediyordu.
O yılların modası samur kürkler, samur halılar tüm saray eşrafının tutkusu haline gelmişti ama mali durum o kadar da önemsenmiyordu.
O yılların modası samur kürkler, samur halılar tüm saray eşrafının tutkusu haline gelmişti ama mali durum o kadar da önemsenmiyordu.
Dersaadette ahval böyleyken bir olay Sivas'ta ortalığı karıştırmıştı. Sivas'a gelen bir saray memuru Vali Varvar Ali Paşa'dan 30 bin kuruş 'harçlık' istedi.
Dersaadette ahval böyleyken bir olay Sivas'ta ortalığı karıştırmıştı. Sivas'a gelen bir saray memuru Vali Varvar Ali Paşa'dan 30 bin kuruş 'harçlık' istedi.
O dönemlerde valilerin padişahlara harçlık verme yükümlülüğü vardı.
Ancak Vali gayet net bir yanıt verdi; ‘Sivas'ın tek kuruşu yok! Bu parayı nereden vereyim? Yol keserek halkın malını mı soyayım?’’
Ancak Vali gayet net bir yanıt verdi; ‘Sivas'ın tek kuruşu yok! Bu parayı nereden vereyim? Yol keserek halkın malını mı soyayım?’’
Bu cevabın ardından memur Sivas'ı terk etse de daha sonra başka bir memur çok farklı bir istekle geldi.
Anadolu'daki önemli kumandanlardan İbşir Paşa'nın karısının güzelliğinin ünü hükümdara kadar gitmişti. Sultan İbrahim ‘‘İbşir'in avradı tez bana gönderile." diye ferman çıkarmıştı.
Anadolu'daki önemli kumandanlardan İbşir Paşa'nın karısının güzelliğinin ünü hükümdara kadar gitmişti. Sultan İbrahim ‘‘İbşir'in avradı tez bana gönderile." diye ferman çıkarmıştı.
Emir büyük yerden...
Ancak Varvar Ali Paşa ‘‘Bre ben pezevenk miyim? Bir Müslüman ademin nikáhlı avradını elinden alıp padişah bile olsa bir başka herife nasıl veririm?’’ der.
Sonrasında da memurları sert bir şekilde kovup adamlarını alarak isyan eder.
Böyle bir rest sarayda olay yarattı. Sultan İbrahim, Varvar Ali Paşa'nın isyanını bastırmak bir kumandanı görevlendirdi... Eşine göz koyduğu İbşir Paşa!
İbşir Paşa kendisinin eşini vermek istemeyen Varvar Ali Paşa'nın kellesini almak üzere Sivas'a hareket etti.
İbşir Paşa isyankar Varvar Ali Paşa'yı Tokat dolaylarında kıstırıp yakaladı. İbşir Paşa yakaladığı isyankar Varvar Ali Paşa'yı tam cellada teslim edecekken ahalinin içinde Ali Paşa'nın şu sözleri yankılandı;
‘‘Ulan, ben senin avradının ırzını korumak için isyan etmiştim. Senin gibi herifi benim üzerime musallat etmelerinin sebebi budur, bilmiyor musun? Beni Allah'ın emrine karşı çıkmayıp da namusunu koruduğum için mi katledeceksin pezevenk?!’’
Padişahın fermanını kendi onurundan ve gururundan üstün gören İbşir Paşa bu söze karşı biraz bozulsa da Varvar Ali Paşa'nın canını oracıkta aldı.
Bu olayın ardından İbşir Paşa sadakatinden ötürü sadrazamlık makamını kapsa da halk arasında lakabı deyyus-u ekber* olarak kaldı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder